ne aramıştınız?

19 Temmuz 2016 Salı

Kutuplarda kıble ne taraf? Bir de hocam delirmek caiz mi?

Ben kendimi bildim bileli kutuplaşıyoruz. Böyle yeni yeni dünyayı ve içinde yaşadığım ülkeyi şimdiki gibi anlamaya başladığım zamanlar 20li yaşlardaydım. 3 Kasım 2002'den beri, etrafımdaki insanların kutuplarda bir o yöne bir bu yöne dönüşünü izliyorum. Kutuplarda her taraf kıbleymiş demek ki. 

Algısı kolay yönetilebilen insanlar tanıdım çokça. Mesela babam milli görüş kökenli eniştem cemaat tarafındayken önceleri babam hiç sevmezdi fethullah gülen cemaatini. Sonra birden ergenekon falan oldu. Babam fethullah gülen televizyonlarını, gazetelerini aşkla şevkle izlemeye başladı. Fethullah Gülene methiyeler dizdi çokça. O sırada eniştem Tayyip Erdoğan'a laf söyletmezdi. Şimdi ne olduğunu herkes biliyor. 
Mesela henüz ergenekon yokken ve ülke siyasetinde 'ordu' diye bir faktör varken, ordudan medet uman bir sürü arkadaşım vardı. Şeriat gelmez çünkü ordu var diyorlardı. 

Sonra onların bir kısmı bugün dombıra şarkısını cep telefonu melodisi yapmış, esnaf olmuşlar çünkü, ihaleye ihtiyaçları var. 

O yıllarda yetmez ama evet diyen arkadaşlarım da oldu benim. Onların da bazıları tankın arkasından yürümeye niyetlenmişler. Bazıları da tankın önüne geçmek üzereyken, ateşte yemeğim var diye geri dönmüş.

Mesela babamgiller şiddetle YÖK diye bir kurumun çok antidemokratik olduğunu, üniversitelerin özgür olması gerektiğini savunuyorlardı. Mesela cumhurbaşkanının neden bu kadar çok yetkisi var diye isyan ediyorlardı. Şimdiki durumu herkes biliyor. 

Sonra süreç zarar görmesin diye halaylarımız ayrıldı bir süre. 

Sonra gezi direnişi oldu. 'Devlet nedir ve kim içindir' iyice belledik o zaman. O zaman devlete itaati koşulsuz savunan arkadaşlarım vardı benim.

Şimdi geçen cuma gece tanklar uçaklar falan girdi devreye. Devlete itaat etmemeyi, sokağa dökülmeyi savunan arkadaşlarım koşulsuz itaatten vazgeçmiş görünüyorlar. 

Siyaset doğası gereği böyle esasında. Bugün bok dediğini yarın ekmeğe sürüp yerdin icabında. Ama bu toplum neden bu kadar siyasetçi? 

Neden her toplumsal olaya kutup kutup tepkiler var? Hiçbir ortak paydası olmayan kutupları aynı denklemde nasıl tutacağız? 

Hepimiz klavyenin tuşlarına bastıra bastıra kin öfke nefret kusarken, hepimiz kendi zekamızın çokluğuna ötekilerinin geri zakalı oluşuna vurgu yaparken, kim kurtaracak bizi bu deli sarmalından? 

Ya ne olur bizde çok onlarda az olan zekayı paylaşsak? Onlarda çoksa onlardan alsak? Biz kim ve onlar kim? Cuma'dan beri bu soruyu soruyorum kendime. Hala cevap yok! Egolarımızı besleyerek var olduğumuz yaşam şekli bizi yok oluşa doğru götürürken ya birisi kafamıza vurarak paylaştıracak ya da biz paylaşmayı öğreneceğiz. Aksi taktirde yolun sonu belli.

Bu denklemde ortak payda var aslında. Öfke, kin, nefret, kibir... Toplumsal olarak buluşabildiğimiz ortak payda bu! Şimdi paydaları eşitlemek iç savaşa tekabül ederken utandım ben kendimden. Bu muyuz yani biz? Pardon, biz kim? Siz busunuz diye sıyrılabiliriz belki de! 

Ben lisedeyken, henüz AKP çiçeği burnunda bir iktidarken AKP teşkilatına gidip gençlik örgütlenmesi oluşturmaya çalışmıştık. Çünkü bir özgürlük talebim vardı. Sonra ben solcu oldum falan uzun hikaye. Ama ben adım atmaya başladığımdan beri bastığım yerleri hatırlıyorum ve neden oralardan geçtiğimi de çok iyi biliyorum. Bireysel çıkarlarım ve durduğum noktanın açıklaması da tirajikomik. Hep dayak yiyen tarafta oldum ben. Ama ben hiç esnaf olmadım. Belki de ondandır, çıkarcı duruşlara ihtiyaç duymamam. Belki de ondandır dayak yiyen tarafta olmayı onurlu görmem.
 Esnaflığın doğasını anlayarak toplumsal barışı sağlayabilir miyiz peki? 
 
Belki hepimiz, politikacı inkarcılığından ve ikiyüzlülüğünden vazgeçip ayak izlerimizi geriye doğru takip ederek kendimizle yüzleşmeliyizdir. Açıklayamadığın hayat senin değildir çünkü belki. Esnaf arkadaşları tenzih ediyorum. Nihayetinde herkes eve ekmek götürme derdinde değil mi? 

Bu kavga ekmek kavgası değil mi? Esnaf olmak bunu gerektirirken var olmak için daha çok beğeniye ihtiyacımız var. Çoğumuz tv kanalı gibiyizdir belki de. Prime time da adımızdan söz ettiremediğimizde çok da bir şey olmadığımızı düşünüyoruzdur. Layklarla var olmanın devamında layk bağımlısı olmuşuzdur belki. Belki hepimiz esnafızdır aslında. 

Sahi hesabı nereye ödüyoruz? Bir de, kart geçiyor mu? 

facebook hesabınla yorum yap


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorum yaz