ne aramıştınız?

19 Aralık 2014 Cuma

Yağmurdan sonra gelen toprağın kokusu

Yağmurdan sonraki kokuyu sevmem ben. Betonarme binaların camlarından şairane laflar edenleri de hep yapmacık bulmuşumdur. Sahi, betonların arasındaki 3-5 metrekare toprağa düşen yağmurun kokusu mu size huzur veren? Yoksa şarkının etkisinde misiniz hala?

Ben çocukken köydeydim. Büyümem farklı yerlerde olduğu için “köyde büyüdüm” diye kestirip atmadım. Yağmur yağınca toprak kokardı. Bir taraftan tezek kokusu gelirdi ama toprak çok güzel kokardı. Ahşap evin verandasına çıkıp yağmurun ağaçlara, taşlara ve toprağa düşüşünü izlerdim. Çok geçmeden evin önündeki dere şahlanırdı yağmurdan. Biraz aşağısındaki ırmak gürüldemeye başlardı. Yağmur yağınca konuşmazdık çok fazla. Doğa deresiyle, ırmağıyla, yağmuruyla bastırırdı çünkü sesimizi.

Betonarme binanın 5.katından yağmurdan sonraki kokunun, (ona göre toprak kokusu) edebiyatını yapan ve burdan bir romantizm çıkarmaya çalışan, üstelik beni de bu romantizme ortak etmeye çalışan kişidir bunları söylememe sebep. Beni ortak etmeye çalışmasa, derdim ki yaşasın kendince. Yapmacık da olsa, gerçekliği kendi içinde.

Evin önünde inşaat malzemelerinin yığılı olduğu bir arsa vardı. Evin arkasında belki 50 metrekarelik bir bahçe. Yağmurdan sonra tuğla, demir ve ytong kokardı. Biraz da toz. Yağmurdan sonra, beton kaldırımlardan kalkan tozu ciğerlerine çekip de romantizm yapanlara sözüm yok. Dedim ya doğal olmasa da gerçekliği kendi içinde.


Yağmurlu bir akşamda tanışmadık biz. Ama o hep öyle olsun istemişti. Nasıl değiştirebilirdin ki geçmişi? O yüzdendi belki de, bir akşam yolda yürürken, hem yürüyüp hem kavga ederken, yağmur başlayınca birden kavgayı kesip romantik moda geçişi ve yağmur kesilince kaldığı yerden devam edişi. Geçmişi değiştirmek değil geleceği inşa etmek istiyordu belki. Kurgulanmış anılar yaratarak. Ama hiç doğal değildi işte. Belki hala şarkının etkisindeydi.

Derken kış geldi, kar yağdı. Bütün betonlar beyaza boyandı. İşte o zaman içimdeki coşku tarifsizdi. Karda yürüyelim istedim. Çok romantik değil mi? Üşüyorum dedi. Belki hala şarkının etkisindeydi. Neden aklıma gelmedi ki karla ilgili romantik bir şarkı? Yağmurdan sonra kaldırım tozunu ciğerine çeken birine kar neden tesir etmedi?
Belki kurgularında yoktu. Belki 50 yaşına geldiğinde hatırlamak istediği şey kar değildi.

Beraber izleyebildiğimiz film sayısıyla doğru orantılıydı belki de uyumumuz. Hayranlıkla izlediğim o filmin yarısında, benim uykum geldi sonra mı izlesek? demesi ve benim de “sen uyu ben filmi bitireceğim” dememdi belki de her şeyin farkına vardığım an. Oysa ne güzel yağmur yağmıştı filmde. Her yer topraktı ve ağaçtı. Ben yağmurdan sonraki toprağın kokusunu içime çekerken o sırtını dönmüş uyuyordu.

Yıllar önceydi hepsi. Küçüktük henüz. Öğreniyorduk. Sahi büyüdük şimdi, öğrendik mi? Beraber izleyebildiğimiz film sayısıyla orantılı mı uyumumuz?


facebook hesabınla yorum yap


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorum yaz