ne aramıştınız?

2 Temmuz 2013 Salı

Karışık Duygular Serisi 1: Bir şehre veda etmek.

Nasıl veda edilir bir şehre?

Vedayı tamamlamadan gitmek olmaz.
İçinde biriken o duyguları; belki de farkında olmadığın ama biriktirdiğin o duyguları derleyip toparlayıp gözden geçirmeden, "hadi eyvallah" diyerek gidilmez bir şehirden. Şehre değil de bizzat insanın kendisine ayıp olur sanki. Şehir zaten duruyor yerinde. Geldin, yaşadın, gidiyorsun.

O şehirle tanıştığın andan başka bir şehirle tanışmaya kadar olan sürede olan bitene veda etmek. Aslında şehre değil de kendine veda etmek. O şehirdeki anılarına veda etmek.

Çoğu çoktan bitmiş yaşanmışların hepsine birden elveda demek. Bittiğini anlatmak için değil de artık geçmişte kaldığını iyice vurgulamak anlamında elveda demek.

Kaldırımın üzerindeki bir banka oturup gelen geçene bakmak. O kaldırımların artık sana değil de onlara ait olduğunu düşünmek.  Göz göze geldiğin güzel bir kıza "çok güzelsin ama ben gidiyorum" demek.

Şehrin yüksek bir yerine çıkıp etrafa bakıp "elveda" diye haykırmak istemek.

Yeni açılan bir dükkanı hiç merak etmemek. Kapanan dükkanın sahibinin şimdi ne iş yapacağını umursamamak. Yağmurun kaç gün daha yağacağını, mevsim normallerinin ne olduğunu artık düşünmemek.

Elveda demek o şehirde yaşadığın aşklara. Bütün eski sevgililere, umut kaygısı taşımadan "ben seni çok sevmiştim" demek. Bütün platonik aşklara "seni sevmek güzeldi ama seninle gerçekten alakası yok" demek.

Kırdığın kalpleri hatırlayıp pişman olmak. Kalbini kıranları hatırlayıp affetmek.

Sana elveda deyip senden önce o şehirden gidenlerden arta kalanlara da elveda demek.

Tedavülden kalkmamış hayallerini, biriktirdiğin umutları, geçici mezuniyet belgeni alıp şehri terk etmek.

Ve tam yola çıkmışken, durup geriye dönüp şöyle bir bakmak. Giderkenki olmuşluğundan geldiğin zamanki şaşkınlığını çıkarıp, sonucu, şehre son bir tebessüm olarak bırakmak.


facebook hesabınla yorum yap


1 yorum:

  1. Bir şehrin kapısı her zaman hatıralara açılır, hatıralara kapanır.
    Şehirler; hatıralar dükkanıdır ya. Hatıralar uzun zaman o kapının ardında
    unutulur, şehirler gibi. Bir dükkanın kapısına kilit vurup açmamak gibi.
    Üstümüze kapanan ne varsa biraz da yokluğumuzdur. Yokluğu çoğalta çoğalta
    yaşadığınız bir yeni şehir ise, sizin eskiliğinizi gün be gün yüzünüze vurur.
    Gün gelir, o yokluğun kapısını bir kez daha açmayı göze alırsınız. Gözünüzün
    açtığı kapı, yokluğun kapısıdır, unutma kapısıdır, açılır bakarsınız dükkan
    yeni mallarla tepeleme doludur. Kendinize ordan bula bula belki bir mendil
    bulursunuz, hani olur a, gözyaşlarınız içinize akmasın diye, aksa ne olur
    akmasa ne, bulduğunuz bir kağıt mendildir

    YanıtlaSil

yorum yaz